Türkiye’deki son gelişmeleri değerlendiren bir rapor hazırlayan Economist dergisi, ülkedeki durumun, PKK terörünün zirve yaptığı 1990’lardan daha endişe verici olduğunu belirtti. Raporda, “Türkiye, ülke geneline yayılan şiddet olaylarının yaşandığı bir döneme girme riskiyle karşı karşıya gözüküyor.” denildi.
İngiliz Economist dergisi, Türkiye’de artan terör saldırılarını mercek altına alan kapsamlı bir rapor yayımladı. Derginin araştırma birimi Economist Intelligence tarafından hazırlanan raporda yakın gelecek için karamsar bir tablo çiziliyor. Terör örgütü PKK’nın güvenlik güçlerine yönelik kanlı saldırılarının ardından ülkedeki şiddetin Güneydoğu’nun ötesine geçmeye başladığı ifade ediliyor. PKK’nın Güneydoğu’daki kasabalara adam sevk ettiği belirtilirken bunların, büyük kapsamlı askeri operasyon olmaksızın bu bölgelerden çıkartılamayacağı kaydediliyor. Raporda, barış sürecine dönme ihtimalinin de ‘çok uzak’ olduğu öngörülüyor. Rapordaki başlıca tespitler özetle şöyle:
iTürkiye, şiddet olaylarının ülke geneline yayıldığı bir döneme girme riskiyle karşı karşıya. Şiddetin Kürt ayrılıkçılar ve güvenlik güçleri arasındaki tırmanan çatışmaların ötesine geçmesi muhtemel. 1 Kasım erken seçimlerinden de istikrarlı bir hükümetin çıkma ihtimali son derece zayıf. Siyasi ve güvenlik durumundaki kötüye gidişin ne zaman ve nasıl duracağı bilinmiyor.
iYaşanan son şiddet olayları, PKK ayaklanmasının zirve yaptığı 1990’larla sıkça mukayese ediliyor. Ancak o dönemle önemli ve endişe verici farklılıklar var. 1990’larda PKK neredeyse sadece dağlarda çatışıyordu. Bugün ise PKK’nın silahlı gençlik kolu Güneydoğu’daki şehirlerin merkezlerinde kök salmış durumda.
iPKK’nın gerçekleştirdiği son saldırıların ardından Türk medyasında hükümetin Güneydoğu’daki 20 kasabaya 5 bin asker ve polis göndereceği yönünde haberler yer aldı. Bu, Kürtler arasında PKK’ya olan kitlesel destek düşünüldüğünde Türkiye’yi kazanılması ve içinden çıkılması zor bir şehir savaşına çekme riskini doğurur.
i1990’lar ve bugün arasındaki diğer kilit fark ise Türkiye genelinde siyasi bir duruş benimsemiş olan geniş Kürt topluluklarının yaşıyor olması. Bu da çatışmaların etkisinin eskisi gibi sadece Güneydoğu ile sınırlı tutulamayacağını, ülkenin daha zengin batı illerinde de istikrarsızlık ve şiddetin alevlenebileceği anlamına geliyor.
iPKK’yı geri çekilmeye ikna edebilecek tek isim Abdullah Öcalan olabilir. Ancak hükümet görüşmelere yeniden başlanabileceğine dair bir sinyal vermediği sürece Öcalan’ın devreye girmesi için bir neden bulunmuyor.
iErdoğan’ın HDP’ye yönelik agresifleşen duruşu, sadece Kürtlerin HDP’ye desteğini pekiştirmiş gözüküyor. 1 Kasım’da mevcut siyasi aritmetik değişmeyecek. Seçimlerin ardından hükümet kurma baskıları artınca AKP-MHP koalisyon ihtimali de artabilir. Ancak AKP-MHP koalisyonu, mevcut şiddet ortamını yatıştırmaktan ziyade daha da derinleştirebilir.
iMevcut şiddet sarmalı bu şekliyle devam eder ve kimse geri adım atmazsa artan ölümler ve ekonomik kötüleşme, Erdoğan’ı ülkeyi kontrolü altında tutmaya devam etmek için daha fazla otoriter yollara başvurmaya cesaretlendirebilir. İstikrarın sağlanması adına anayasal düzenin bir şekilde askıya alınması göz ardı edilmeyecek bir ihtimal.
Instagram
YouTube
RSS