<![CDATA[
İşte Nazlı Ilıcak’ın Bugün gazetesindeki o yazısı:Ramazan Akyürek ve çifte standart
Ramazan Akyürek, Türk Ceza Kanunu’nun 83/1’inci maddesindeki “ihmali davranışıyla ölüme sebebiyet verme” suçundan dolayı tutuklandı.
Meseleyi daha iyi anlamak için, Hrant Dink suikastına ilişkin gelişmeleri gözden geçirelim:
* Erhan Tuncel, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Muhittin Zenit ile Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’in önerisi, Trabzon İl Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’in teklifi ve İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un onayıyla yardımcı istihbarat elemanı yapıldı.
* Ramazan Akyürek Trabzon Emniyet Müdürü olduğu dönemde, Hrant Dink’in Yasin Hayal tarafından ne pahasına olursa olsun öldürüleceği bilgisini İstihbarat Daire Başkanlığı’na, Hrant Dink’e karşı ses getirici eylem gerçekleştirileceği bilgisini de İstanbul Emniyeti’ne gönderdi. (17 Şubat 2006) İstanbul İstihbaratı’na giden yazının altında, Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’in imzası vardı.
* Akyürek, 3 ay sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden alınarak İstihbarat Daire Başkanlığı’na atandı. (6 Mayıs 2006)
Suikast ihbarını Ankara ve İstanbul’a ileten Ramazan Akyürek şu anda tutuklu, bilgiyi aldığı halde gerekli teknik takibi yapmayan, cinayetten sonra da yapmış gibi sahte belge düzenlediği ortaya çıkan İstanbul’daki yetkililer serbest. Onların sadece ifadeleri alındı ve tutuksuz yargılanmalarına karar verildi.
Hemen belirteyim: Kaçmayıp teslim oldukları ve delil karartma imkânı da bulunmadığına göre, tutuksuz yargılanmaları doğru. Burada, sadece “çifte standarda” işaret ediyorum.
Trabzon’a Ramazan Akyürek’ten sonra atanan İl Emniyet Müdürü Reşat Altay, kendisine Yasin Hayal’in Hrant Dink’e suikast planladığına dair hiçbir bilgi verilmediğini, ifadesinde savcıya söylemiş. Bu husus, Ramazan Akyürek’e soruluyor:
– Reşat Altay’ı niçin uyarmadınız?
– İl Emniyet Müdürü’nün, İstihbarat Şubesi’nden alacağı brifing ve bilgiler, devir teslimlerde gündem maddesi yapılmaz.
Ramazan Akyürek, bilgiyi Reşat Altay’a Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’in vermesi gerektiğine işaret ediyor. Ama şu anda İstihbarat Daire Başkanı olan Engin Dinç’in hâlâ ifadesi alınamadı. Bu da bir başka çifte standart.
Hrant Dink cinayetine giden yolda en büyük noksan, Yasin Hayal’den haber getiren Erhan Tuncel’in görevine son verdikten sonra, yerine bir başkasının atanmaması ve takibin bırakılmasıydı. Bu husus da savcı tarafından Akyürek’e soruluyor:
– Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanlığından çıkarılması, Sabri Uzun’un deyimiyle bir alarm durumudur. Yani, haber elemanının karşı tarafa geçtiği, onları onaylar duruma geldiği anlamındadır. Siz neden bunu bir alarm durumu olarak kabul etmediniz, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü Hrant Dink’in öldürüleceği hususunda uyarmadınız?
– Erhan Tuncel’in elemanlıktan çıkarılması onayı İl Emniyet Müdürü Reşat Altay tarafından imzalanmıştır. İl emniyet müdürlüklerinin gönderdiği yazılar, İstihbarat Daire Başkanlığı’nda rutin olarak onaylanır. (Erhan Tuncel’in elemanlıktan nasıl çıkarıldığını Reşat Altay savcıya şöyle anlatıyor: “Trabzon İl Emniyet Müdürü olarak göreve başlar başlamaz, İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’ten brifing aldım. Onun bana Yasin Hayal tarafından Hrant Dink’e yönelik eylem yapılacağına dair bilgi verdiğini hatırlamıyorum. Brifingden bir ay sonra Engin Dinç bana Erhan Tuncel’i elemanlıktan çıkarmak istediğini ifade ederek şunları söyledi: ‘Problemli, agresif bir yapısı var. Sürekli para talep ediyor.’ Ben, ‘Bu şahıs hangi konularda bize hizmet ediyor’ diye sordum. ‘Çeçenistan’da faaliyet gösteren aşırı milliyetçi gruplarla ilgili’ dedi. Bu görüşmemizde Erhan Tuncel’in Yasin Hayal grubundan haber getirdiğini belirtmedi.”)
– Hrant Dink’in koruma tedbirinin alınmasını neden sağlamadınız?
– Koruma tedbirini almak, İl Koruma Kurulu’na aittir.
Ramazan Akyürek’e, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’i, Dink suikastından önce niçin görevden almak istediği de soruldu. Acaba savcı “Suikasta yol verildi; Ahmet İlhan Güler’in ayağı kaydırılarak yerine Ali Fuat Yılmazer’in getirilmesine böylece imkân sağlandı” iddiasına destek mi arıyordu? Oysa zaten İstihbarat Daire Başkanı makamında bulunan Ramazan Akyürek, yetersiz bulduğu elemanları değiştirme yetkisine sahipti. Nitekim savcının “Ahmet İlhan Güler’i Ankara’ya çağırıp, ondan İstanbul’u terk etmesi istendi mi” sorusuna şu cevabı veriyor:
– Ahmet ile olan diyaloğumda, onu diğer il şube müdürlerimiz gibi dinamik ve konularına ilgili bulmuyor, bir yorgunluk emaresi hissediyordum. Diğer yöneticilerimle de İstanbul’un performansını görüştüm; şube müdürü değişikliğine karar verdim. Kendisine nazik bir şekilde, Ankara haricinde herhangi bir ilimize İstihbarat Müdürü olarak atanmasını sağlamak istediğimi söyledim.
Bir başka soru:
– Dink cinayeti davasını yürüten hâkim Erkan Canak’ı “Selman Büyükburç” sahte ismiyle neden dinlettiniz?
– Bu konuyu ilk kez burada öğrendim.
Oysa Erkan Canak’ın kimliği hakkında adli olayları takip edenlerin birçok bilgisi var. Muhtemelen yasa dışı ilişkileri dolayısıyla dinlenmiştir. Zaten Canak, bu yüzden meslekten ihraç edildi ve yargılanıyor.
***
Meseleyi şöyle özetleyebiliriz:
Erhan Tuncel’den gelen bilgiler, İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç ve Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek tarafından hem Ankara hem İstanbul’a aktarıldı. İstanbul’da büyük ihmal var. Çünkü olayın takibi yapılmadı. Hrant Dink’in korunması için karar alınmadı. Trabzon’un ihmali ise Erhan Tuncel elemanlıktan çıkarıldıktan sonra Yasin Hayal’in peşinin bırakılması oldu. O sırada Trabzon’da görevli olan kişi Engin Dinç. Ayrıca İl Emniyet Müdürü Reşat Altay, Dinç’in kendisine suikastla ilgili hiçbir bilgi vermediğini söylüyor. Öte yandan Engin Dinç, daha önceki ifadelerinde, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nü arayarak, konunun ehemmiyetine ve ciddiyetine binaen Ahmet İlhan Güler’i sözlü olarak da bilgilendirdiğini belirtiyor.
Emniyette çeşitli birimler görev ihmali içinde olabilir. Ama bugün, “Hrant Dink cinayetinin failleri” diye tutuklananlar, bu cinayetin aydınlatılması gayretinden ziyade, suikast üzerinden bir hesaplaşmayı gösteriyor. Halbuki her şey “Sabiha Gökçen Ermeni’dir” yazısından sonra başladı. Dink İstanbul Valiliği’ne çağrıldı. Vali Yardımcısı Ergün Güngör ve 2 MİT mensubunun huzurunda uyarıldı ya da tehdit edildi. Bu görüşmeden 2 gün sonra, Agos Gazetesi önünde, “Hrant Dink bütün öfkemizin ve nefretimizin hedefidir” şeklinde slogan attılar. Sonra şikâyet dilekçeleri ile Dink yargı önüne çıkarıldı. Türklüğe hakaret suçlamasıyla yargılanırken, mahkemede gösteriler devam etti. Bu gösterileri yapanlar, sonradan Ergenekon davasından tutuklandılar. Türkiye Ermenileri Patriği Mutafyan, 11 Ekim 2006’da İstanbul Valiliği’ne dilekçe vererek, Ermeniler’e ait kurum ve kuruluşların güvenliğinin sağlanmasını talep etti. O tarihte İstihbarat Daire Başkanlığı’nda bulunan Ramazan Akyürek, Türkiye’deki bütün istihbarat şube müdürlüklerini, Ermeni vatandaşlarımızın korunması konusunda ikaz eden bir yazı gönderdi. Eğer görev ihmali söz konusuysa, birinci derecede sorumlu olan İstanbul’dur.
Erkan Canak neden dinlendi?
Ramazan Akyürek, Erkan Canak’ın neden dinlendiğini bilememiş ama bu hususta birçok iddia mevcut. Şöyle özetleyebiliriz:
* 14. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Erkan Canak ile adı “uyuşturucu baronu” diye geçen Mahmut Çelik arasında özel bir telefon hattı vardı. Canak ve Çelik, bu GSM hattını sadece birbirleriyle haberleşmek için kullanıyordu. Çelik ve Canak, o hat üzerinden konuşmuyor yalnız mesajlaşıyorlardı. Birbirlerine buluşacakları mekânları gönderen ikili, daha sonra yüz yüze görüşüyordu.
* Ayrıca Erkan Canak hakkında yazdığı iddianamede, Başsavcı Vekili Zülkarneyn Kısık, onun tutuklu sanık Ersin Yerlitürk’ün tahliyesi için 150 bin euro rüşvet aldığını da ileri sürdü. Yerlitürk tahliye edildi ama sonradan mahkeme heyeti değişince, 2009 yılında, 31 yıl cezaya çarptırıldı; hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Yerlitürk yakalandığı takdirde her şeyi açıklayacağı tehdidini savurdu. Bu tehditten çekinen Canak’ın sanık hakkındaki yakalama müzekkeresini 9 Şubat 2011’e kadar elinde tutarak, Yakalama Bürosu’na göndermediği ileri sürüldü.
Zaten Erkan Canak meslekten ihraç edildi. HSYK, Canak için soruşturma izni verdi; Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbarda bulundu. Hakkında, “Görevi kötüye kullanmak” iddiasıyla 3 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
]]
Instagram
YouTube
RSS