İstanbul trafiği aklına estiğinde tıkanır, canı istediğinde açılır. Özerkliğini ilan etmiş, ‘yaşayan’ bir trafik çeşidi adeta! ‘Ya sabır’ çekerek tahammül kabiliyetinizi inkişaf ettirir, “Işınlanma ne zaman bulunacak?” sorusuna kafa yormanızı sağlayarak bilim merakınızı artırır!
‘Ne seninle ne sensiz’ diyen bir İstanbullu için rutin bir güne göz atalım mesela: 20 kilometre mesafedeki işyerine ulaşmak için erkenden yola çıkar, gelen otobüs dolu, giden minibüs kalabalık… Kapısını açma cüretini gösteren otobüse hücum eder, şoförün ‘arkaya doğru ilerleyelim beyler’ ikazları eşliğinde kapının dibinde, basamakta yer bulur. Her durakta inene yol vermek bir yana ‘kaptan kapıııı, kaptan devam et’ diyerek gönüllü muavinlik yapmak da o talihliye düşer! Olası bir yer tartışmasında “Rahatına düşkünsen taksiye bin kardeşim” nidası da yükselebilir. Hadi diyelim ki taksiye bindi, bir yandan şoförün “Orası tıkalıdır şurdan girelim, burdan çıkalım” şeklindeki trafikten kaçma stratejilerine ortak olur, diğer yandan bir gerilim filmi gibi taksimetreyi izler! (Dikkat ederseniz metrobüs bahsini açmıyoruz bile. Mutasyona uğrayan metrobüs insanı bir başka yazı konusu.) Orada yanlış park edenler, burada yol çalışması, şurada kaza, yağmur yağdı, seller aktı derken trafik kilit! İstanbullu yürümekten, beklemekten, işe yetişme çabasından yorgun düştü bile. Zira şehrin trafiği her gün formunda. Dünyada bu kadar yoğun trafiğe sahip yerler var mı, düşünmek aklımıza bile gelmez. Ama öyle yerler var ki İstanbul’un trafiğini mumla aratıyor!
Obama bile espri yaptı
Endonezya’nın başkenti Cakarta, İstanbul’un trafiğini özletiyor. Global Sürüş Endeksi’nin 2014 sonuçları da dünyadaki en yoğun trafiğin Cakarta’da olduğunu gösteriyor. Güzide şehrimiz ise ‘en kötü trafik’ konusunda ikincilik ipini göğüslüyor. Cakarta’da yıllık ortalama dur-kalk sayısı 33.240, İstanbul’da 32.520. Rakamlar arasındaki fark (720) size küçük görünmesin, saatlere tekabül ediyor.
10 yıldır Cakarta’da yaşayan Selim Çağlar, 20 kilometrelik yolu 4 saatte alabildiğinden bahsediyor mesela. Resmî görüşme olacağı zaman gazeteciler programın olacağı yere bir gün önceden gidip otelde kalıyor. Çağlar’a göre trafik bir Endonezya rutini! Şoförler saatlerce trafikte bekler, ne kornaya basan olur ne de ‘yürüsene kardeşim’ diyen… “İnip yürüsünler” derseniz baştan söyleyelim, kaldırım veya yaya yoluna rastlamak imkânsız. Trafikten dolayı burada vakitlice buluşmak da mümkün değil. Elçilerin öğrendiği ilk kavram ‘Indonesian times’. Lastikli saat kavramı da pek meşhur. “Saat 5’te görüşelim ama lastikli saat” deniliyor, lastiğin esnekliği trafiğe bağlı. Saat 5 dersiniz ama buluşmanız 8’i bulabilir.
Şehirdeki bazı uygulamalar da sizi şaşırtabilir. Örneğin merkez caddelerde sabah 7-10, akşam 16-19 saatleri arasında bir aracın içinde 3 kişi yoksa o aracın caddeye girişi yasak. Ya da cadde ortasında sizi karşılayan, bariyeri kaldırıp yasak olan yerden dönüş yapmanızı sağlayan kişilerle de karşılaşabilirsiniz. 50 kuruş, 1 lira gibi bir para alan bu kişiler, size anlık çözümler sunuyor. Anlayacağınız, trafik kimilerinin ekmek kapısı.
Devlet başkanı, Bogor’daki saraya taşınmış ki bu saray, devlet başkanlarının dinlenmesi için yapılmış bir saray. Halk, başkanın trafik yüzünden taşındığını düşünüyor. Trafik, Barack Obama’ya da espri malzemesi olmuş. Obama şehre geldiğinde geniş güvenlik önlemleri alınmış ve yollar boşaltılmış. Obama, başkanlık sarayına geldiğinde “Cakarta’da hiç de trafik yokmuş.” şeklinde bir şaka yapmış.
Taksimotorlar dost mu düşman mı belli değil
Cakarta’da kısa mesafelerdeki yolculuk dahi sıkışık trafik dolayısı ile saatlerce sürebiliyor. Şehir trafiğine takılmaktan korkanlar ise ya motosiklet kullanıyor ya da taksimotor. Taksimotor şoförlüğü yapan Zahrul Rojimit, araba şoförlüğüne hiç yanaşmıyor. Çünkü şehir trafiği ömründen ömür götürüyor. Taksimotorun bir nevi mobil ulaşım olduğunu söyleyen Rojimit, belli bir mesaisi olmadığını anlatıyor. Evle durak yakın, ara sıra eve gidip dinleniyor. Gece 2’de 3’te duraktan ararlarsa kalkıp gidiyor ama mesafe uzaksa. Günde 100 bin rupya (20 lira) kazandığını aktaran Rojimit, geçim derdi olanlar için taksimotor şoförlüğünün ideal bir meslek olduğunu söylüyor.
60 yaşındaki şoför Safruddin Muhammad de, “Kendimi bildim bileli Endonezya’da trafik var.” diyor. Daha önce şehirlerarası taşımacılık işiyle uğraşan Muhammad, şehir içi trafikte şoförlük yapmanın çok daha zor olduğunu anlatıyor. Yollar sabrını zorluyor ama “Alışkınız.” deyip geçiyor.
Diğer şoför Pa Agung’a taksimotorun tehlikeli olup olmadığını soruyoruz. “Ne tehlikesi” deyip gülüyor ve tehlikenin kendileri için sıradan olduğunu ifade ediyor. Motoru olan herkesin taksicilik yapıp yapamayacağını merak ediyoruz, “Ehliyet almak her yerde o kadar önemli değil, bazı şehirlerde çok önemli. Motosikletiniz varsa siz de taksicilik yapabilirsiniz.” şeklinde konuşuyor.
]]
Instagram
YouTube
RSS