<![CDATA[
İşte Ergun Babahan’ın “Olmayan belgeyi yok etme suçu!” o yazısı:
“Baransu, teslim ettiği değil, teslim etmediği ve yok ettiği söylenen Egemen Harekat Planı için suçlanıyor.”
Bu satırlar Balyoz darbe planı belgeleri yayınlandığı sırada Taraf’ta yönetici konumda olan Yıldıray Oğur’a ait. Oğur bu yazıyı dün Türkiye gazetesindeki köşesinde yazdı. Yani gazeteci Mehmet Baransu, hepimizin zannettiği üzere Türk Ceza Kanunu’nun 327. maddesini ihlalden dolayı tutuklanmamış.
Bu madde “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek” suçunu düzenliyor. Yani ‘‘Devlet sırrı”nın ifşasını suç haline getiriyor.
Baransu’nun suçu ortada olmadığına göre, yok ettiği tahmin edilen Egemen Hareket Planı’nı imha planı ile ilgiliymiş. İddia buysa, dünya hukuk literatürüne geçecek bir suçlamayla karşı karşıyayız demek.
Baransu’nun tutuklanma gerekçesi gerçekten buysa, yarın herkes ‘‘işlenmemiş bir cinayetin olmayan silahını yok etmekle” suçlanıp tutuklanabilir. Anladığım kadarıyla belge yok ama iddia makamı olmayan belgenin Baransu’da olduğuna kani. Bulamadığı belgenin yok edildiğini düşünüyor, tutuklama istiyor, mahkeme de tutukluyor.
Bu durum gerçekse, dünya hukuk literatürüne geçecek bir durumla karşı karşıyayız demektir.
TESBİH TANESİ GİBİ DİZİYOR
Kabul etmemiz gereken bir gerçek var, AKP denetimi altına aldığı yargıyı toplumdaki her kesime karşı ustaca kullanarak sesini çıkaran herkesi tesbih tanesi gibi ipe diziyor. Şimdi sıra kendisinden olmayan muhafazakarlarda.
Elbette her zaman en büyük payı gazeteciler alıyor.
Bugün kendisine gazeteci diyen kesimler, Balyoz darbe planı olmadığına, Ergenekon diye bir örgütlenmenin var olmadığına, Hrant Dink’i okeyci öfkeli çocukların öldürdüğüne inanmamızı istiyor. Ahmet Davutoğlu’nun ‘öfkeli Sünni gençler’ teorisi kadar ikna ediciler.
Ortada bir gerçek var. Ordu yıllar boyu bu ülkenin siyasetini de, gazeteciliğini de belirleyen güçtü. Perde arkası gücü yetersiz kaldığı zaman da darbe yaparak doğrudan yönetiim ele aldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 1908’den bu yana darbeci bir geleneği vardır.
YORUM DEĞİL HABER MESLEĞİ
AKP dün liberal demokratlar, Cemaat’le tasfiye ettiği askerle bugün kol kola girdi, hepsini etkisiz hale getirme mücadelesinde. Bu hesaplaşmanın bitmesinin ardından sıranın Kürtlere geleceğinden de kimsenin kuşkusu olmasın. Herkesin geçmişinden gelen hataları, kusurları var. Bugün yapmamız gereken geçmişin kusurlarını tartışmaktan sonra, giderek daralan gazetecilik mesleğinin alanını korumak, ifade ve haber özgürlüğüne sahip çıkmaktır.
Gazetecilik, yorumdan daha çok haber vermek üzerine kurulu bir meslektir. Özgürce haber yapma yetisi kısıtlanmış bir gazetecilik, Türkiye’nin diktatoryal bir rejime kayma sürecini hızlandıracaktır.
Türkiye’de gazetecilik var olacaksa, gazeteciler yaptıkları haberler, yazdıkları yazılar nedeniyle cezaevine girmemelidir. Mehmet Baransu kusurları ne olursa olsun, gazetecilik yapmıştır ve yeri kesinlikle cezaevi olmamalıdır.
]]
Instagram
YouTube
RSS