<![CDATA[
Ergenekon ve Balyoz darbe sanıklarının tamamı serbest kaldığına dikkat çeken Başyurt, “Ergenekon sanki hiç yokmuş gibi davranılıyor. Balyoz, sanki darbe planı değilmiş gibi hava estiriliyor. Danıştay ve Dink suikastları hedeflerinden saptırılıyor. Gerçekleri ortaya çıkaran gazeteciler tutuklanıyor.” dedi.
İşte Başyurt’un o yazısı:
Derin yapılara yönelik operasyonları yapan polisler görevlerinden alınıyor, içeri atılıyor.
İsimleri Balyoz belgelerinde veya Ergenekon kayıtlarında geçen bürokratlar kritik görevlere getiriliyor.
“İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nı çağrıştıran müthiş bir kumpas, Ergenekon ve Balyoz’un hedefinde yer alan ve bu yapıların ortaya çıkarılmasından siyaseten en büyük kazancı sağlayan AK Parti’nin eliyle hayata geçiriliyor.
Balyoz darbe sanıklarının serbest bırakılıp, darbe planlarını ortaya çıkaran Mehmet Baransu’nun tutuklanması gibi…
TUTUKLANAN 3 POLİSİN AMİRİ GÖREV BAŞINDA
Bir başka hedef saptırma da Dink suikastında yaşanıyor.
Son olarak dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürektutuklandı.
Oysa Dink suikastını gerçekleştiren Yasin Hayal ve Ogün Samast’ı takip eden “haber elemanı” Erhan Tuncel o sırada Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Engin Dinç’in birimine bağlı.
Erhan Tuncel ve Ogün Samast’ın irtibatlı olduğu istihbarat polisi Muhittin Zenit de bir dönem Dinç’in özel kalem müdürlüğünü yaptı.
Yine Dinç’e bağlı çalışan iki polis Ercan Demir ve Özkan Mumcu da tutuklandı.
Gazeteci İsmail Saymaz tutuklamalar sonrası CNN’de katıldığı bir programda suikast hazırlığından Trabzon istihbaratının bilgisi olduğuna dikkat çekiyor ve şöyle diyor:
“Bu bilgiden kimin haberi var? Sadece Muhittin Zenit’in değil. Arkadaşı Özkan Mumcu’nun haberi var. Çünkü Zenit’ten sonra Erhan Tuncel’le ilişkiye geçen kişi Mumcu.
Sadece bunlar değil. Bunların amiri konumunda bulunan ve tutuklanan Ercan Demir. Sadece o da değil. Bunların sorumlusu olan Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç.
Şimdi 3 polis tutuklandı. Peki, Engin Dinç nerede? O da şu an Emniyet İstihbarat Daire Başkanı. Çok ilginç değil mi?”
Gazetemizde bu çarpıklığı daha da ilginç kılan bir belgeyi dün yayınladık.
Engin Dinç imzalı suikasttan önce İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne gönderilen ve Yasin Hayal’in Dink’e suikast planladığı kaydedilen bilgi notunda, Hayal’in İstanbul Sarıgazi’de bir fırında çalışan kardeşinin yanında kalacağı bildiriliyor.
Bilgi notunun istihbari bilgiler kırpılarak hazırlandığına dair iddialar bir yana, suikasttan 4 gün önce Trabzon İstihbarat Şube yasal dinleme yaptığı Yasin Hayal’in konuşmalarından kardeşinin İstanbul’dan uzun süre önce döndüğünü öğreniyor. Bu durumu da İstanbul’a bildirmiyor.
OLAYI SAPTIRMA AMAÇLI BEYANATLAR
Ramazan Akyürek’ten sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevine atananReşat Altay da savcılık ifadesinde, göreve başladıktan inr ay sonra Engin Dinç’in kendisine “Erhan Tuncel’i haber elemanı olmaktan çıkaracakları” bilgisini ilettiğini, “Bu şahıs hangi konularla ilgileniyor”sorusuna da “Çeçenistan’da faaliyet gösteren aşırı milliyetçi gruplarla”cevabı verdiğini kaydediyor.
Dink cinayetinde hedef saptırma gayretine gazeteci Hayko Bağdat da Zaman’a verdiği röportajda, “Cinayetten 3 gün sonra yapılması gereken şeyler, Cemaat’le kavga edildiği için sadece Cemaat’e yakın olduğu düşünülen kişiler üzerine yıkılmaya çalışılıyor” diyor.
Tüm bunlar yapılırken de somut bilgi ve belgelere göre değil tetiği çeken isimlerin irtibatlı oldukları kişilerden gelen talimatlarla, saptırma amaçlı beyanlarına göre hareket ediliyor.
Sonuçta, Dink suikastının üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen suikastta ihmali olanlar henüz tespit edilemedi. Yargı işletilemedi. Soruşturma sürüyor.
Bakalım gerçeği ters yüz etme gayreti, “derin suikastları” aydınlatma yerine saptırma çabası daha ne kadar ve nereye kadar devam edecek?
]]
Instagram
YouTube
RSS