Erkek modası, tesettür modası hatta çocuk modası bile varken sıranın bebeklere gelmesi şaşırtıcı olmadı. Uzmanlar bebeğini güzel giydirmeyi istemeyi anne olmanın doğal sonucu olarak değerlendirirken, ölçüyü kaçıranların çocuğunun gelişimine büyük zarar verdiğini düşünüyor.Moda etrafında yürütülen ‘gerekli mi, fuzuli mi’ tartışması sonsuza dek sürecek gibi. Taraflar tartışadursun aynı kavram etki alanını hızla genişletiyor. Erkek modası, tesettür modası hatta çocuk modası bile zikredilirken sıranın bebeklere gelmesi kaçınılmazdı. Ve galiba bundan sonra, başına kocaman bir kurdele kondurulmuş, fırfırlı eteği ve dantelli zıbını ile objektife boş ifadelerle bakan bebek fotoğraflarına alışmak zorunda kalacağız. Ve instagramda #babyfashion, #bebekmodası gibi etiketlerle paylaşılan yüzlerce fotoğrafın altına annelerin ‘Biz bu pembe trençkotu çok beğendik. Fiyatını öğrenebilir miyiz?’ gibi birinci çoğul şahıs ile kurduğu cümlelerle yaptıkları yorumlara da. Ve hatta bebek ve trençkot kelimelerinin aynı cümle içinde kullanılmasına da.Peki iyiden iyiye alıştığımız bu kavramlar arasında bebek modası nerede duruyor? Çocuk gelişimini olumsuz etkileyen bir eğilim mi, ‘aman o daha bebek, psikolojisi mi olur’ diye geçiştirilecek basit bir hadise mi? Psikologların yaptığı yorumlar ‘çocuk modasına’ dair yöneltilen eleştirilerden çok farklı değil. Modanın çocukları da aşıp bebek yaşlara kadar inmesi biraz daha endişe verici sadece o kadar. Çocuk psikoloğu Gülten Demirdöven, bu durumu günümüz anne-babalarının artık saplantı derecesinde bağlandığı ‘proje çocuk yetiştirme’ sürecinin ilk aşaması olarak görüyor. Demirdöven’e göre bu sadece kıyafetlerde ortaya çıkan bir durum değil. Anne-babaların çocuklarının yeme içmeden eğitime kadar her konuda abartıya kaçarak ‘mükemmel’ çocuk yetiştirme eğiliminde olduğunu söyleyen Demirdöven, bunun daha bebekken kıyafetlerde aşırı süse kaçılmasıyla başladığını ifade ediyor. Yani annenin henüz yapabileceği tek şey çocuğuyla oyuncak bebekle oynar gibi oynamak. Gerçi Demirdöven, daha çocuğu üç yaşındayken okul okul, kurum kurum gezen anne-babaların varlığından da bahsediyor.Annelerin bebeklerini aşırı abartılı giydirme ve hatta işi modayı takip ettirmeye kadar vardırmasının sebebi ise Demirdöven’e göre şununla ilgili: “Anneler kendi içsel dürtüleriyle hareket ediyor ve kendilerinin yaşayamadığı şeyleri çocukların üzerinden haz alarak yaşıyor.”Bebek giyiminde tek ölçütün ‘hijyen’ olması gerektiğini söyleyen uzman psikolog, “Pahalı, markalı kıyafetlerin çocuğa bir faydası olmadığı gibi psikolojik gelişimine de zarar veriyor. Penye, içinde pamuklusu çok olan kıyafetler yeterli. Hatta bizim zamanımızda değiş tokuş yapılırdı. Bir kıyafeti üst üste defalarca giyerdik. Şimdi altı aylık bebeğin ayağında markalı ayakkabı görüyoruz. Bu ileriki zamanlarda alışkanlık haline geliyor. Çocuk her şeye çabuk ulaşabildiğini görüyor, yarın hayat mücadelesine girdiğinde her şeyin bu kadar kolay olmadığını görünce hayal kırıklığına uğrayabilir.” diyor.Anne açısından olumsuzluk ise mükemmel çocuk yetiştirme motivasyonu ile yola çıkıp hayal kırıklığı yaşama noktasında baş gösteriyor. Anne-babalardaki ‘imkânımız var, mükemmel çocuklar yetiştireceğiz’ algısının gerçekçi olmadığını söyleyen Demirdöven, “En özel benim çocuğum olacak diye bir şey yok. Çocuktan mükemmeliyeti beklemek, ‘ben sana bebeklikten beri her şeyi verdim’ demek, ‘daha sonra senden de her şeyi bekliyorum’ noktasına götürür. Çocuğu en çok yaralayan konu bu. Çünkü çocuk, annenin isteklerine yetişmediği zaman içsel kaygılar, takıntılar başlar ve o zaman çatışma görülebilir.” ifadelerini kullanıyor.Dokuz yaşında Hürrem Sultan olan çocukDemirdöven son olarak çocuğuna proje gibi yaklaşan bir anne vakasını anlatıyor: “1 yaşından 9 yaşına kadar kızına her 23 Nisan’da inanılmaz paralar harcayıp özel kıyafetler diktiriyordu. Her bayramda kızını ayrı bir karaktere sokuyordu. Fotoğrafçılara da çokça paralarla katalog yaptırıyordu. Büyük ihtimalle bir yaşında daha yaşına uygun karakterlerle başlarken en son çocuğu Hürrem karakterine soktu. Bu şekilde 15-20 katalog hazırlattı ve bu kıyafetlere binlerce lira verdi. Bu ciddi bir rahatsızlık. Hem çocuk hem de annesi için çok zararlı.”Eksikliklerini çocukta tamamlama çabasıSerap Duygulu (Uzman Psikolog): Çocuklarının güzel görünmelerini istemek normal ama bunu en önemli iş olarak addeden ve günün önemli bir kısmını çocuğunu nasıl giydireceğine ayıran bir annenin çok sağlıklı bir tutum sergilediğini söyleyemeyiz. Bu durumu kendisiyle ilgili mükemmeliyetçi yaklaşımları ya da kendisinde gördüğü eksik yanları çocuğunda tamamlamaya çalışan anne tavrı olarak görmek gerekir. Bebekler, dünyanın en sevimli ve güzel varlıkları. Çocukları var olan güzelliklerine ek olarak abartılı bir süse püse, hatta makyaja boğmaya varırsa bu sağlıklı bir durum değil. Burada sınır çocuğun güzel, temiz ve yaşına uygun kıyafetler giymesini sağlamak olmalı.Annelerin bebeklerini giydirmede aşırıya kaçmasının birkaç yönden sakıncası var: İlki çocuğun giyim kuşamı ve nasıl göründüğü anne açısından önemli bir takıntıya dönüşür ki bunun arkasından kaygı bozuklukları ve yetersizlik duygusu da gelişebilir. Yeteri kadar modayı takip edemediğini ve çocuğunu olması gerektiği gibi giydiremediğini düşünebilir. Ya da diğer bebekler kadar güzel görünmediğine yönelik bir inanç geliştirebilir. Olayın bir diğer boyutu ise çocuğun resimlerini modayı takip etmek adına çekip sosyal paylaşım alanlarında paylaşmak çocuk açısından ciddi riskler içerir. Hastalıklı birtakım insanlar için kullanıma açıktır ve çocuk istismarı açısından önemli bir risk faktörü oluşturur.Çocukları oyuncak gibi görmek ve bir oyuncak gibi davranmak yanlış. Çocukken oynanılan oyuncaklar, birçok yetişkinin evinde başköşede durmaya devam eder. Özellikle pelüş hayvan figürleri birçok insanın evini süsler. Bunda bir anormallik yok. Anormal olan oyuncak olmayan birine oyuncak gibi davranılması.
Moda Ve Güzellik
Annemin elinde oyuncak oldum!
Leave a Reply
Moda Ve Güzellik

Instagram
YouTube
RSS